İngiltere'de yapılan son ankete göre, iş ve ev hayatındaki değişimler, daha düzenli yapılan egzersizler, 31 yaşında enerji seviyemizin en üst seviyeye ulaşmasını sağlıyor.
Üstelik 31 yaş, enerji seviyemizin son kez zirveye ulaştığı durak da değil. Emekliliğin getirdiği fiziksel ve psikolojik rahatlamayla da insanlar benzer bir enerji patlaması yaşıyor. Bu dönem, kişinin emekli olduğu yaşa göre değişiyor.
Ankete katılan 2 bin İngilizin yüzde 40’ı, 30 yaşların başında mutlu hissettiklerini ve kendilerine daha iyi baktıklarını ifade etti. Yeni bebek sahibi olan katılımcılar da bebekle uğraşmanın kendinilerini enerjik hissettirdiğini ifade etti. Sorulara yanıt veren 30’lu yaşlarında her 10 kişiden biri ile, 50 ve 60 yaşlarındaki 20 kişiden biri, enerji seviyelerini aynı ‘mükemmelikte’ tanımladı.
Anket sonuçlarını değerlendiren Fizyoterapist Sally Brown, yaşam tarzımızın enerji seviyemizi belirlemede kilit rol oynadığını ama bu araştırmayla birlikte, ruh sağlığı, hayat tutumu ve mutluluk hissinin en büyük enerji kaynakları olduğunun ortaya çıktığını söyledi.
Katılımcıların verdiği yanıtlar incelendiğinde, hayat kaygısı, meslek ve ev işleri de yine enerjimizi en çok sömüren faktörler arasında yer alıyor.
ENERJİ ARTIRICI 5 BESİN
Beslenme alışkanlıkları da şüphesiz enerji seviyemizi kontrol altında tutmamız için önemli bir yer tutuyor. Uzmanlar, enerji seviyesini artırmak için özellikle 5 besine dikkat çekiyor.
Haşlanmış yumurta: Yüksek oranda B vitamini ve demir içerdiği için yorgunluk hissini ortadan kaldırıyor.
Haşlanmış soya fasülyesi: B vitamini, bakır ve fosfor içeren bu besin, enerji seviyenizi artırmak için birebir.
Fındık ve kurutulmuş meyveler: Bu kombinasyon, sağlıklı yağlar, protein ve karbonhidrat içeriğiyle sizi zinde tutmaya yardımcı oluyor.
Elma dilimleri ve fıstık ezmesi: Elmanın içerdiği doğal şeker ve fıstık ezmesinde bulunan lif ve protein sayesinde enerjik hissetmenizi sağlayacak.
Balkabağı tohumları: Zengin bir magnezyum kaynağı olan balkabağı, vücud hücrelerinin ihtiyacı olan enerjiyi sağlıyor.